bozcaada da insanlar nefes tutarak dalmayı dünyanın çeşitli yerlerinde uygulamışlardır. İlk defa en az 5000 sene önce insan okyanus dipleri ile tanışmış ve aklı ve keşfetme arzusu ile bugünkü duruma gelmiştir.
Suyun altını keşfetmek belki de her insanın düşlerini süslemiştir. Avlanmak, keşfetmek, tekneleri tamir etmek veya ele geçirmek istekleri, hazineler bulma hayalleri su altında uzun süre kalabilme isteğini arttırmıştır.Bachgrach (1982) dalış tarihinde beş ana metot tanımlamaktadır. 1- Nefes tutarak-Serbest dalış, skin dalış, çan dalışı, satıhtan destekli veya kasklı dalış, scuba dalışı ve saturasyon dalışı. Bugün bu yöntemlerin hepsi uygulanmaktadır.
Suyun altında uzun süre kalabilmek için ne yapılmalıdır? bozcaada da Uzun bir boru ile nefes alıp suyun aşağılarına inmek mümkündü fakat suyun basıncı ve borunun uzunluğu bu dalmayı çok kısa yapıyordu. Hava dolu bir keseden nefes alma denendi fakat karbon dioksit problemi nedeni ile buda başarılı olamadı.
16. yüzyılda yüzeyde hava ile doldurulan dalış çanları keşfedilince belkide ilk defa suyun altında uzunca bir süre kalabilme imkânı doğmuş oldu. Bu çan satıhtan biraz aşağıda durmakta idi. Taban kısmı açılabilirdi ve suyun sıkıştarması ile dengeli hale gelen hava çanın içine hapsolmuş vaziyette saklanabilmekte idi. Dalıcı aşağıya inenne kadar kafasını hava alacak şekilde çanın içinde tutmakta ve dibe gelince derin bir nefes alıp havası bitene kadar sünger toplamakta ve dibi keşfetmekti. Havası bitince tekrar çana dönüp nefes alma ve elindekileri bırakma imkânı bulmakta idi.
16. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da deriden yapılmış bütün dalış elbiseleri 20 metre derinlikte denemeye başladı. Satıhtan elle kürükler vasıtası ile pompalanan hava metalden yapılmış tamamen kapalı kaskların içine verilmekte ve dalıcının hem basıncını ayarlamakta hemde hava vererek suyun daha derinlerine inmesini sağlamakta idi. 1830 yıllarına kadar bu sistem özellikle gemi enkazlarındaki çalışmalarda kullanılmıştır. bozcaada
19. yy başlarken teknolojik ve bilimsel gelişmeler su altını keşfine büyük bir ivme kazandırdı. Paul Bert ve John Scott Haldane tarafından Fransa ve İskoçya’da yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde suyun basıncını vücut üzerinde yaptığı etkileri ve emniyetli dekomprasyon limitlerini tanımlamak mümkün oldu. Aynı zamanda kompresörlü hava pompaları, regülatörler, vs suyun altında uzun bir süre kalabilmeye imkan verdi.
20 yy’a gelene kadar gaz karışımları geliştirilene kadar sert kasklı tiplerde herhangi önemli bir gelişme olmamıştır. Helium-oksijen karışımının ilk büyük kullanımı USS Squalus denizaltısının 1939 da çıkartılmasıdır. Sert kasklı sistem bugün ticari olarak kullanılan en popüler sistemdir. Geliştirilen gaz karışımları ve dekomprasyon tabloları dalıcıların suyun altında daha uzun süre kalmasına olanak vermiştir. Bütün avantajlarına rağmen bu sistemin en büyük dezavantajı dalıcının hareketlerini sınırlamasıdır. Bu sınırlama scuba ekipmanlarının geliştirilmesi ile kısmen aşılmıştır.
13 Mayıs 2009 Çarşamba
dalış tarihçesi
Etiketler:
bozcaada,
emlak,
feribot,
konaklama,
pansiyonlar,
şaraplar,
tenedos,
tüm oteller
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder